Bizden Haberler

Av. Uğur YILDIRIM, Rusya'nın sesi radyo kanalında Suriye'li sığınmacılara yönelik saldırıları değerlendirdi

Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırılar provokasyon mu?


Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_07_18/Suriyeli-siginmacilara-yonelik-saldirilar-provokasyon-mu/

Suriyeli sığınmacıların Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’da halk tarafından tepkiyle karşılanmasını değerlendiren Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Uğur Yıldırım, saldırıların provokasyon olabileceğini söyledi ve vatandaşlara itidal çağrısında bulundu.

Suriye’deki içsavaştan kaçıp, Türkiye topraklarına sığınan Suriyeliler, sığındıkları bazı kentlerde tepkiyle karşılanıyorlar. Son olarak Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’da yaşanan gerginlikler, Suriyeli sığınmacı sorununa bir kez daha dikkat çekti.

Geçtiğimiz günlerde, Gaziantep’te Suriyeliler ile bölge halkı arasında yaşanan gerginlik sonrasında 25 Suriyeli, sığındıkları mahalleden tahliye edilmişlerdi. İzleyen günlerde Kahramanmaraş’ta kent merkezinde kalan Suriyelilerin ülkelerine dönmelerini isteyen yaklaşık bin kişi, sığınmacıların kaldığı çadır kente yürümek istedi. Grup, polis ve jandarma tarafından dağıtıldı. Son olarak ise Adana’da esnaf ile Suriyeli sığınmacılar arasında 'işyeri açıp ticaret yapma' konusundaki tartışma, şiddete dönüştü. Elleri satırlı, yüzleri maskeli kişiler, Suriyelilerin işyerlerini basıp, camlarını kırdı, ürünlerini tahrip etti.

Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana'da yaşananlar örneğinden yola çıkarak Suriyeli sığınmacılara yönelik tepki ve saldırıları Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Avukat Uğur Yıldırım, RS FM’de değerlendirdi. Yıldırım, Suriyeliler’e tepki duyan vatandaşları empatiye davet etti.

“TÜRKİYE ARTIK HEDEF ÜLKE”

Söz konusu saldırıların arkasında yatan nedenleri değerlendiren Yıldırım, “Mülteci Hakları Derneği olarak değişik zamanlarda bürokrasiyle ve Ankara’daki hükümetle de görüştüğümüz zaman, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu anımsatıyoruz. Bu kanun Nisan ayı itibariyle çıktı ama bugüne kadar Türkiye’nin mültecilik konusunda, iltica sisteminde veya yabancılarla ilgili düzenli bir devlet politikası maalesef oluşmadı. Devlet kurumlarında da gerek poliste, gerek yabancılarla ilgilenen diğer birimlerde, gerekse yeni kurulan göç idaresinde maalesef yabancılarla ilgili bir kültür oluşmadı. Bugüne kadar hep Türkiye bir geçiş ülkesiydi. Fakat şu anda artık bir hedef ülke. Artık içinde barınılan, sığınılan, eğitim, sosyal haklarla ilgili de istemlerin gündeme geldiği bir ülke haline geldi ve Türkiye bunları maalesef karşılamakta biraz gecikmiş durumda. O nedenle, hem sayının fazla oluşu hem de bu noktada Suriyelilerin Türkiye’deki entegrasyonunda çalışma izinleri, iş sağlanması, eğitimlerinin devam etmesi gibi konularda gerekli tedbirlerin tam olarak alınmaması bazı sıkıntıları beraberinde getiriyor. Bizim mülteci sorununu artık sadece barınma ve yiyecek ihtiyacını karşılamanın ötesinde, insanca yaşama haklarının sağlanması anlamında da gereken hakların verilmesi olarak değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.

“SALDIRILAR PROVOKASYON OLABİLİR”

Peki, olayların meydana geliş zamanının bir önemi var mı? Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde, bu tip olayların yaşanması, provokasyon ihtimalini kuvvetlendirebilir mi? Yıldırım’ın yanıtı şöyle: “Maalesef geçen seçimlerde de yaşadık. Suriye’deki kamplarda kalanlara oy pusulaları veya oy hakkı veriliyor gibi söylemlerle mülteciler siyasete karıştırılmak. Aynı şekilde cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşıyoruz bugünlerde ve bizim tahminimiz bu yaşananlar bir provokasyon. Türk halkı bugüne kadar misafirperverliğini her zaman göstermiştir. Mübarek Ramazan ayındayız, bu noktada Muhacir Ensar ilişkisi vardır. Müslümanlar açısından bunun da bilincinde olan bir topluluğuz. Fakat bu noktada özellikle işin siyasi boyutunun da öne çıkarılması veya siyasi anlamda bir baskı oluşturulması kapsamında bir provokasyon da yapıldığını düşünüyoruz.”

“HALKIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR”

Suriyeli sığınmacılara kucak açan bir ülke olarak değerlendirilen Türkiye’nin, uluslararası imajının son yaşananların ardından sarsılma olasılığını da değerlendiren Yıldırım, yaşananların her halükarda yabancı düşmanlığı olduğunu ve hiç şık olmadığını belirtti. Saldırıların Türkiye’ye yakışmadığını ifade eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye bu noktada 2 milyondan fazla mülteciyle ilgili çok ciddi çalışmalar yapıyor, bunun da hakkını vermek gerekiyor. Birleşmiş Milletler bile birçok noktada, yaptığı çalışmalardan dolayı devleti takdir ediyor. Bunlar yapılırken bu tip olayların yaşanması, bir yandan dağları, enginleri geçip bir derede boğulmak gibi bir durum. Bununla ilgili hem bürokratların, hem görevlilerin, hem hükümetin, hem de vatandaşların daha itidalli olması, bu noktada mutlaka çalışmalar yapılması lazım. Biz sivil toplum kuruluşlarına da tabiî ki burada görevler düşüyor. Bizim de halkı bilinçlendirmemiz, halkı bu noktada bilgilendirmemiz gerekiyor. İnsanların empati kurabilmesi gerekiyor. Çünkü evini, yurdunu, işini bir şekilde bırakıp gelmiş insanların burada tamamen bunun dışında bir boşlukta kalmış olduğunu fark etmesi gerekiyor.”
Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_07_18/Suriyeli-siginmacilara-yonelik-saldirilar-provokasyon-mu/


Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_07_18/Suriyeli-siginmacilara-yonelik-saldirilar-provokasyon-mu/


Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_07_18/Suriyeli-siginmacilara-yonelik-saldirilar-provokasyon-mu/


Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_07_18/Suriyeli-siginmacilara-yonelik-saldirilar-provokasyon-mu/

http://static.ruvr.ru/2014/07/18/12/180714UgurYildirim_1.mp3

http://static.ruvr.ru/2014/07/18/12/180714UgurYildirim_2.mp3

http://static.ruvr.ru/2014/07/18/12/180714UgurYildirim_3.mp3