Kurucumuz Av. Uğur Yıldırım, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen programlarda uluslararası kamuoyuna önemli mesajlar verdi.
Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi önünde gerçekleştirilen açıklamalarda ve düzenlenen panelde konuşan Av. Yıldırım, insan hakları savunucuları ile insani yardım çalışanlarının karşı karşıya kaldığı risklere dikkat çekerek uluslararası hukukun bu kişilere sağladığı korumanın giderek zayıflatıldığına vurgu yaptı.
"Uluslararası insancıl hukuk, Cenevre Sözleşmeleri ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası düzenlemeler onları açıkça korusa da bu yükümlülükler çoğu zaman ihlal ediliyor. Gazze'den Ukrayna'ya, Doğu Türkistan'dan Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne, Yemen'den Sudan'a ve başka birçok bölgeye kadar insan hakları savunucuları ve insani yardım çalışanları farklı coğrafyalarda benzer ihlallere maruz kalıyor. Bu tablo, uluslararası normlara ve temel haklara saygının giderek aşındığını gösteren kaygı verici bir eğilime işaret ediyor."
Artan saldırıların ve ihlallerin yalnızca bireysel trajediler olmadığını, aynı zamanda insancıl hukuk normlarının ve evrensel insan hakları ilkelerinin ihlali anlamına geldiğini, uluslararası sistemde hesap verebilirliğin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, hukukun üstünlüğünün evrensel ölçekte korunmasının zorunluluğunu belirtti.
"Bu ihlaller münferit olaylar değildir, kriz zamanlarında sivillerin korunmasını amaçlayan uluslararası sistemin bütününü zayıflatır. Kayıtlara göre, bu yıl 326 insani yardım çalışanı öldürüldü ve insani yardım personelini hedef alan 355 saldırı vakası rapor edildi. Benzer şekilde 2024 yılında 32 ülkede 324'ten fazla insan hakları savunucusu öldürüldü. Bu durum, insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk standartlarına yönelik küresel düzeyde ciddi bir gerilemeye işaret etmektedir."
Konuşmasında, tüm zorluklara rağmen çalışmalarını sürdüren cesur insanları saygıyla andığını ve insanlığın hizmetinde hayatını kaybedenleri rahmetle yad ettiğini, ortak sorumluluğun onların mücadelesini daha güçlü koruma mekanizmalarına ve adalet arayışında yenilenen bir kararlılığa dönüştürmek olduğunu vurgulayarak sözlerini tamamladı.