BASIN AÇIKLAMASI
31 Mayıs 2010 günü, uluslararası sularda, İsrail Deniz Kuvvetlerinin Mavi Marmara ve filoda yer alan diğer gemilere saldırmasının ardından mağdurlar adına İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve hukuki süreçler başlatılmıştır. Mağdurların haklarının temini için en başından bu yana mağdur vekili olarak sürecin içinde yer aldım. Geçen uzun sürede, verilen hukuk mücadelesinde karşılaşılan güçlükleri, mağdur vekili olarak defalarca katıldığım her platformda dile getirdim. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/264 E. sayılı dosyası üzerinden halen devam etmekte olan ceza davasında ve bu davanın soruşturma aşamasında devlet kurumlarının görevlerini yapmaktan imtina etmesinde kaynaklanan problemleri aşmak için meslektaşlarımla birlikte, yine hukuki yollara başvurarak mücadele verdim.
Bu süreçte verilen mücadeleler neticesinde; İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden İsrailli 4 üst düzey komutanın yargılandığı davanın 26.05.2014 tarihli duruşmasında sanıkların yokluklarında tutuklanmalarına ve haklarında kırmızı bülten çıkarılması için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmiştir. Mahkeme tarafından her bir sanık için kırmızı bülten formları hazırlanmış ve Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü(UHDİGM)’ ne ulaştırılmıştır. Genel Müdürlük, bu formları derhal İnterpol Genel Sekreterliğine göndermesi gerekirken mevzuata aykırı şekilde, 19.06.2014 tarihinde, dosya Bakanlık oluru almak üzere Dış İşleri Bakanlığı’ na gönderilmiştir. Dış İşleri Bakanlığı bu tarihten 5 ay sonra, 17.11.2014 tarihinde ancak cevabını bildirebilmiştir. Bu tarihten sonra geçen 3 aylık sürede de halen kırmızı bülten formları İnterpol’ e gönderilmemiştir.
Yenişafak Gazetesi’ nde 08.02.2015 tarihinde, mağdur vekili olarak şahsımla yapılan bir mülakat yayınlanmıştır. Bu mülakatta da yukarıda yaşanan süreçte UHDİGM’ nin mevzuata aykırı işlemler yaptığını ve kırmızı bülten formlarını halen İnterpol Genel Sekreterliği’ ne ulaştırmadığını belirtmiştim. Bunun yanında Dış İşleri Bakanlığı tarafından tam 5 ay boyunca kendilerine yazılan müzekkereye cevap verilmeyerek T.C. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı tarafından her fırsatta arkasında olunduğu belirtilen sürecin sekteye uğramasına neden olunduğuna değinmiştim. Bu mülakatta UHDİGM’ nin başında kim olduğu sorulduğunda; eski Genel Müdürünün Sayın Nurdan OKUR olduğu ve kendisinin yaklaşık 3 ay önce farklı bir göreve atandığı belirtilmiştir. Ancak bu ifadelerin hiçbir yerinde, kesinlikle, Sayın Nurdan OKUR hedef gösterilmemiş ve “evrakların sümenaltı edildiği” ifadesi kullanılmamıştır. Bu ifadeler, benim inisiyatifim dışında, gazete yetkilileri tarafından maksadını aşan bir şekilde mülakatın içine derç edilmiştir.
Devletin bağımsız mahkemelerinin vermiş olduğu yakalama kararları, siyasi merci olan Dış İşleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’ nın mevzuata aykırı inisiyatif kullanımı ile halen yerine getirilememiştir. Sanıklar, haklarındaki yakalama kararları işleme konmadığı için serbest bir şekilde tüm dünyada dolaşmaya devam etmektedirler. Bu nedenle kırmızı bülten formlarının ivedilikle İnterpol Genel Sekreterliğine gönderilmesi gerekmektedir. Bu hususta ilgililerin hassasiyetini rica eder, maksadını aşan ifadelerin içinde adımın geçmesine neden olan gazeteye tekzip göndereceğimi de kamuoyunun bilgisine sunarım.
Av.Uğur YILDIRIM